29 Nisan 2012 Pazar

Uzun Aralar Ardından…


Benim için upuzun bir aradan sonra yine blogumlayım. Son zamanlarda vaktimi fazlasıyla alan birkaç şeyden dolayı bıraktım yazmayı. Özellikle şu ev bulamama canımı o kadar sıkıyor ki hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. İnsanın içine sinen evi bulması gerçekten çok zormuş. Eh birde haddinden fazla zor beğenen iki insan bir araya gelince hala Arimla evsiziz. Vakit yaklaşıyor, zaman tik tak tik tak işliyor son umudumuz bir yer var onun sonucuna göre gardımızı almayı düşünüyoruz. Hayır, biraz daha geç kalırsak giyinme odam yetişmeyecek tek derdim o :) yani anlayacağınız sıkıldım, süsü püsü bile bıraktım, öyle ki şapka bile takmıyorum o derece.


Yoğun geçen günlerimize bir de organizasyon, masa düzenini sıkıştırınca işler hiç hoş olmadı. Sundukları şeyleri beğenmedik, beğendiklerimiz olmadı. O yüzden kocaman bir offff daha geldi benden. Sonuç başka şirketlere de bakacağız, tabii zaten çok zamanımız var :)


Bu zaman dilimi içinde güzel şeyler de oldu tabii ki. Annemle düğün yaklaşırken kapalı çarşıya gittik. Onu beğenmedim, bunu beğenmedim ne geldiyse beğenmedim, çok zor beğenen biri değilim beni tanıyanların ama gerçekten tanıyanlar hiç zorlanmazlar bana beğendirecekleri şeyler için, anlık bir göz göze gelmem yeter birçok şey için, (bakınız tık tık) beğenmemin tek kriteri gördüğüm anda bu benim diyebilmek. Tıpkı siz henüz göremediniz ama evimiz için beğendiğimiz masamız gibi, ben kokmalı. Ben ve Arık’tan başka kimse beğenmedi ama işte o ben ve hatta biz. İşte yine öyle ben kokan bir şey bulamamıştım ki, uzaktan bir pırıltıyla göz göze geldik, gözlerim pırlanta berraklığına ulaştığında annem tamam dedi beni tanıyan biri olarak işte bu :) Şu an benden köşe bucak kaçırıyor, kullanmak için sabırsızlandığımız bilerek. Neyse ki düğüne az kaldı kavuşmamız yakın…



Gitmişken kendimi baharat ve lokuma boğdum.


Konudan konuya atlıyorum ama ilk defa Dom Kilisesi’nde tuttuğum dileğim gerçekleşmedi. Sanırım koordinatlar yanlış gitti. Bu zamana kadar böyle bir şey olduğu pek görülmüş şey değildi hayatımda. :(

Kayıp olduğum günlerde yeni, keyifli, kendimi geliştirebileceğim ve geliştirirken de bir o kadar eğlenceli bir işe başladım. Umuyorum hep böyle devam eder. O yüzden wish me luck…


Yollarda evlenme teklifi aldığım Galata’ma selam gönderdim. 


Birçoklarının çiçeksizken hüzünlendiği ama benim ruhumu aydınlatan, ilhamlarımı coşturan görüntüler arasında hayallere daldım.


Yalnız kahvelerime Twitter ve aksesuarlarım eşlik etti.
Ve yine buralardayım. ..

Love,
Sinem

İlk görsel: housearquitectura.com

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...