2 Eylül 2012 Pazar

Düğün Hikayem Part 11 - Honeymoon



Düğün hikayem partları tam gaz devam ediyor. Aşağı yukarı tarih belirlediğimiz anda balayı rotamızı da belirlemiştik. Arıkda ben de balayında kültür turlarından uzak duran cinslerdeniz. Öyle kapı kapı, müze müze gezemem ben. Zaten benim tatil anlayışım ( yaz tatili) hiçbir zaman gezi odaklı olmaz, öyle güneye inelim,  dönerken geze geze gelirizlerle daha çok yorulurum. O yüzden her yaz tatilim tek bir noktada boş boş yatarak tamamen dinlenme odaklı ve tam onikiden vurulmuş şekilde olur. İşte tam da böyle seçtik biz balayımızı, Çeşme’de karar kıldık. Bize önerilen birkaç yerden biri olan CeshmePlus’ı tercih ettik. 
Bize gösterilen ve facebooklarındaki görsellerle kurduğum hayalim gidince yıkılacağından çok korkuyordum ama neyse ki korktuğum başıma gelmedi… Odamızın hazırlanması çok uzun sürmediğinden fazla sıkılmadık. Fakat sıkıldığımız bir şey varsa oda bize söylendiği gibi balayı odası hazırlanmamasıydı. Kafamızı bunlarda sıkmamaya karar verdik ve odamıza doğru gidecek olan golf arabamıza bindik. 


Odamız herhangi bir otel odasından daha çok küçük yazlık ev gibiydi, girişinden itibaren çok sevdim. Boru çiçeklerinin arasından girdik odamıza. Odamız tam istediğim gibi bomboştu ve sadeydi. Ama verandaya çıktığımda beni harika bir divan ve sırf güneşin batışını izliyim diye oraya konulmuş koltuk bekliyordu. Harika bir beş gün geçireceğimiz belli oldu.




Oooo çok vakit kaybettik bile hemen kahvaltıya inelim de oradan denize huhuuuu diyerek çıktı odamızdan. Her gün bu şekilde kahvaltı ettiğimizi söylememe gerek yok sanırım.



İkimizde deniz ve kum aşığı olduğumuz için önceliğimiz her zaman deniz oldu.  Otelin hem kendi kumsalı,  hem de kum sevmeyen ya da fazla Bodrumcular için tahtta beach alanı ve biri deniz suyundan olmak üzere 2 adette havuzu vardı.  



Desek de önceliğimiz hep her zaman deniz olmasına rağmen günü deniz suyu havuzu ile bitirdik her gün. Bu havuz çoğu zaman bana kapatılmış gibi bomboştu.


 Zaten böyle bir deniz varken kim ne yapsın havuzu…


Akşamları çıkmadan önce odamızda güneşin batışını da izledik. Sonra çıktık Alaçatı yollarına…


Son gün deniz baya bozmuş olsa da dalgalarla boğuşarak çıkardık keyfini ve benim her gittiğim yerde bıkmadan usanmadan verdiğim poz ile bitirdik harika, dinlenmiş ve romantik balayımızı…


Ah bir de denizden o son bakış…


Son olarak Ceshmeplus ı en çok sevme nedenim neredeyse kimse yokmuş gibi olması. Tabi sabahları kahvaltıda aslında ne kadar kalabalık olduğunu görüp şaşırmadık da değil. Sessiz ve huzurlu oluşu ise beni kalbimden vuran noktaydı… Yeterince dinlendik ve artık eve dönme zamanı gelmişti. Neyse ki dönünce Home Sweat Home dedik :)

Kocaman bir PS daha Alaçatı Çeşme çooook güzel ve keyifli ama benim için bir BOZCAADA olamadı. Henüz Bozcaada’yı değişemedim…

Ve bundan sonra birkaç post balayında ne giydim olabilir, madem burada yapmaya vaktim yok oradakileri değerlendirelim...

Love,
Sinem




1 yorum:

Unknown dedi ki...

oteliniz çok beğendim. bana da ilham oldu. herşey dahil mi inş öyledir.
fotograflarınız harika. mutluluklaaaaar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...