Bu hafta sonu en keyifli hafta sonlarımdan birini geçirdim. Önce cumartesi günü kargalardan da önce kalkıp kahvaltı ettiğimi belirtmek isterim. Hafta içi 6.30 oflaya puflaya kalkarken cumartesi cumartesi 6’da hortlamak sadece bana mahsustur diyorum.
Ama o günün keyfini bozmaya hiç niyetim yoktu. Çünkü gideceğim organizasyon şirketi için çok umutluydum desem de inanmayın, bir önceki organizasyon şirketi neredeyse canımı da almaya niyetlendiği için buda öyledir diye önyargılı gittim. Her ne kadar önyargılarımı hazırlayıp gardımı almış olsam da Ritz Carlton’ın enfes manzarasında bir de Senem Hanım’ın o cıvıl cıvıl ve yapıcı konuşmalarından sonra artık kuş kadar hafifledim. Bu postta harcamak istemediğim için siz Gio Organizasyon’u önceden inceleyin ama benim gerçek bir postuma kadar bekleyin derim.
Eh böyle harika bir güne başlamışken hemen canım kuzimi ve biricik sevgilisini alıp kâğıt partisi yaptık. O gün fena yenilsem de hiçbir şeyin moralimi bozmasına izin vermedim, gittim kendimi Yeşilköy’ün tadından bir türlü vazgeçemediğim Yeşilköy Roma Dondurmacısından çikolata vişnesi ile ödüllendirdim. Hastalığım nüksetse de kimin umurunda :)
Tabiî ki günü bu şekilde sonlandıramazdım, kaç haftadır ertelediğim Avengers filmini izlemeye yola koyulduk. Aldık gözlüklerimizi eh, tabii bana bir de kahve uzun zamandır görmediğim İron Man’ımle kavuşacağım kolay mı?
Hazır beklerken kendime mini minnacık bir ucundan kıyısından ne taktım resimleri çektirdim.
Arık bey her zamanki huysuzluğu ile “daha çekecek miyim offf Sinem aman Elif boş ver bak burada ne var” diye dikkatimi çekmeye çalışsa da bu sefer yenildi. Genelde hep o kazanıyor biliyorsunuz o yüzden fazla kıyafet posttum yok! Ama canım babacımın bana hediye ettiği tripod ile yeni evimin bahçesinde sizlere yeni güzel kıyafet, ne giydim, ne taktım postları gelecek. Azıcık bekleyin.
Ben bu tarz filmlerden sonra hızımı alamayarak kendimi süper kahraman zannettiğim için (deli olduğumu biliyorsunuz artık) koşa koşa kendimi çocuk mağazasına atarak İron Man maskesi aldım. Peki, sizce sadece aldım mı? Bence bütün AVM ‘de onunla gezdim…
Cumartesi böyle neşeli geçti ama pazarım enfes geçti. Her ne kadar o gün davetiyeler için çekim yapacağız diye sevinirken yağmur beni ilk defa üzdü. Of pof diye diyerek yine de belki duracağını umut ederek kuzenimi, sevgili Bahadır’ımızı alıp düştük Yıldız Parkı yollarına.
Ben hala kendimi bir gece öncesinden süper kahraman sandığım için pelerinimsi hırkamla artistlik yapmaya devam ettim.
Ben artistlik yaparken Eren uçtu gitti.
Hey dur bakalım benim neyim eksin bende uçarım diyerek taktım maskeyi ama hoooop yerdeyim. Eh, bana müstahak :) demek ki neymiş rafta durduğu gibi durmuyormuş küçük hanım laflarını da yemek zorunda kaldım. Sorarım size sizce akıllandım mı?
Ben de yerde pozlarımı vermeye devam ettim.
Vee günün anlam ve önemi için sevgili annemin diktiği papyonlar ve elbisemden keserek geçici bluz havasına dönüştürdüğü üstüm ve Bilun’un tasarımı kutulu duvağımla davetiye pozları için hazırdım.
Her ne kadar hava kötü olsa da, saçlar bozulsa da, moraller yere inse de biz çok eğlendik, tabii ben daha çok resim çektirmek isterken, Arık Beyin mızmızlanmalarını saymazsak. Ah canım benim bunun daha başlangıç olduğunu henüz anlayamadı. Esra ile yapacağımız çekimde onu nelerin beklediğini keyifle bekliyorum :)
Love,
Sinem
Fotoğraflar: Bahadır ve Eren
1 yorum:
bizde kocisle iron manciyiz ama hani kaptan america'da fena diildi yani :)) keyifli bir gun oldugu resimlerden belli oluyor zaten,duvagin ve papyonlu resmin cok hos ayrica :) sevgiler
Yorum Gönder